Genc kalmanın sırları
Hanımlar bırakın artık şu göz altı üstü kremlerini, kırışmayı engelleyen losyonları, gece gündüz kremlerini.. Kabullenmeyi ögrenin, doğduk, gelişiyoruz ve değişiyoruz, nihayetinde öleceğiz.
Mesele insanın kendisi ile barışık olması, kendisi ile barışık olan bir insan, kendisini değiştirmeyi düşünmez bence.. Ne saç boyası, ne takılan lens, ne de tırnaktaki manikür, hepsi fasa fiso. Mutlu olmayi dene, bakımlı ol sadece..
Hiç düşündük mü, kadınlar olmasaydı, ne olurdu bu makyözlerin, modacıların, kuaförlerin, güzellik uzmanlarının hali ?
Hepsi sırtımızdan para kazanıyor ve biz ? Yaşlanmaya devam ediyoruz. Şartlandırılmış bir güzellik anlayışının ardı sıra koşuyoruz, koşuyoruz ve yine kaybeden biz oluyoruz. Yüz cilali olunca kücük mutluluklar, saçlar fönlü olunca hafif hava atışlar.. Havan kime be güzelim diyesim var :)
İtiraf edeyim, bende 30 yaşıma girdiğimde ilk ve son defa kırışıklıkları giderici bir krem almıştım, ama dogruyu söylemek gerekirse, ben yine almazdım da, satış elemanının ısrarı beni ezdi geçti.. Bir de öyle büyütücü aynaları var ki, yüzüme bir baktım, büyüleyici ben gitmişim, büyütülmüş kırışıklılar gelmiş, sanki bizim köyün yolları patika patika..
Neyse aldım geldim kremi. Bir heyecan aldi beni, gece sürdüm, sürmez olaydım. Yüzüm bir cincarlandı, bir ateşlendi.. Soluğu ertesi gün güzellik reyonunda aldım. Ve nihayetinde geri verdim.. İki kuruşluk nemlendiriciye o gün bugündür devam.. Beni görende inanmıyor 33 olduguma.. Bana hep sorarlar, sırrın nedir? Hatta bir keresinde biri bana demesin mi "Sen yüzünü mü gerdirdin?".. Yok daha neler Bu sözler karşısında gerildim gerildim dogrusu, neyseki inandı sonunda, yüzümün benim yüzüm olduguna..
Yaz ayları geldi, yine parfüm reyonlarında sentetik yaz kokuları aldı yerini. Gülün her rengini koklamış biri olarak diyorum, bırakın şu sentetik gül, yasemin kokularinı. Ne olur bir iyilik yapın ve kendi kokunuza güvenin. Çünki o sentetik kokular yaz günleri yanınızdan geçenleri cezbetmiyor, sadece size öyle geliyor.. Kendinizi iyi hissetmek için bu kadar para vermenize gerek yok, kendinize ve gönlünüze iyi bakin yeter..
İşin sırr insanın gönlün de saklı.. Gönlünüzü hoş tutun, kötü huylardan uzak durun. Kıskanmak, nefret, yalan, sabırsızlık, stres gibi olumsuzlukları, hepsini silin hayatinızdan ve her ne kadar büyümüs olsanız da, bir çocuk barindirin içinizde, her şeye saf ve dürüst bakış açısı olan.. Bunu yapabilirsiniz, inanın bana.. Benim sırrım bu..
Bir kadının en güzel süsü, bakışlarıdır.. Rimelsiz, farsız, takma kirpiksiz.. Ve ne diyor Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav): "Kadınlar erkeklere söyleyeceklerini gözleriyle söylerler."
Zaten bakışlar değil midir, şairlere şiir yazdıran ?
Şarkısız ve sensiz kaldığım nice akşamlar
Gözlerin geçer aklımdan özlemler içinde
Gözlerin bir çigan müziği güzelliğinde
Kirpiklerinde keman, bebeklerinde gitar...
İç ürperten sesin her gece odama dolar
Bir buğu yükselircesine göğe kadehten
Nasıl başım döner nasıl mest olurum bilsen
Ağlarım, saçlarında gün doğuncaya kadar...
Mutluluk bir ateştir uzaklarda yaktığın
Ki binlerce 'yay' çekilircesine derinden
En hazin şarkıları dinlerim gözlerinden
Büyür gitgide hüznü içimde yanlızlığın
Dinlerim o hiç susmak bilmeyen çiganları
Ve bir musiki halinde geçen zamanları...
Ve bir kac güzel söz üstâdlardan..
Gözler, ya merhamet ya da nefretin bir kandilidir..
Necip Fazıl KISAKÜREK
Eger şiirlere layık olmak istiyorsanız, siz siz olun, bırakın dış etkenler ile kendinizi değiştirmeyi, iç güzellik nedir, bunu keşfedin..
Sevgiler..